Op. Dr. Çağatay KEMERLİ

EĞİTİM HAYATI

• 1981-1987 İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İstanbul,Türkiye
• 1992-1997 Nöroşirurji Asistan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroşirurji ABD, İstanbul, Türkiye
• 18/06/1998 Nöroşirurji Uzmanı
• 1998-2003 Nöroşirürji uzmanı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroşirürji Departmanı, İstanbul, Türkiye
• 1998 Muayenehane, A+ Rezidans Haksever sok. No:12 Daire 4 İncirli Bakırköy/İSTANBUL
• 10/5/2003 Nöroşirürji Başasistanı
• 2003-2011 Nöroşirürji Başasistanı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroşirürji Departmanı ,İstanbul, Türkiye
• 2003 Microendoscopic discectomy + Spinal instrumentation with Prof. Lou. Zollikerberg, (Switzerland) İsviçre

ÜYE OLDUĞU DERNEKLER

• Türk Nöroşirurji Derneği
• Sinir Sistemi Cerrahisi Derneği
• European Association of Neurosurgical Socities (EANS)
• Doku, Organ ve Hücre Nakli Derneği Üyesi.

Op. Dr. Çağatay Kemerli ile Söyleşi

Merhabalar hocam. Öncelikle sizi ağırladığımız için memnuniyet duyduğumuzu belirtmek isteriz.
Nasılsınız, iyi misiniz?

Teşekkür ederim.

Bize kendinizden bahseder misiniz?

Ben özellikle spinal ve tümör cerrahisi ile ilgilenen cerrahiyle ilgilenen bir beyin omurilik sinir cerrahıyım. 1963 Akhisar doğumluyum. Lise hayatımı eski adıyla İzmir Maarif Koleji yeni adı Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladım. 1987 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirerek aktif hekimlik hayatına başladım. Mecburi hizmet askerlik derken 1992 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroşirürji bölümüne asistan oldum. 1998 yılında ilk kez Türkiye’de yapılan ratlarda deneysel glioma modeli oluşumu teziyle uzman oldum ve aynı hastanenin nöroşirürji departmanında göreve başladım. 2003 yılında İsviçre Zollikerberg Üniversitesinde Bel Boyun Fıtıkları ve Kaymalarında Mikrocerrahi ve Endomikrocerrahi (Kapalı Bel Fıtığı ) üzerine Sayın Prof.Dr.Lou ile beraber çalıştım ve Türkiye’de ilk Kapalı Bel Fıtığı operasyonu gerçekleştiren hekimlerden biriyim. 2015 yılında Türkiye’de ilk kez teşhis edilen Dorsal Torasik Araknoit Web(Omurilik Düğümlenmesi) hastasının operasyonunu gerçekleştirdim ve tamamen felçli olan hasta yürümeye başladı. Yaklaşık 4500- 5000 toplam ameliyat sayısı ile özellikle Spinal Cerrahi ve Beyin Tümör Cerrahisi üzerine çalışmalarıma devam ediyorum. 1998 yılından itibarende Özel Muayenehanemde hasta kabul ediyorum.

Görünüşe göre vaktinizi oldukça iyi değerlendirmişsiniz. Peki hocam, size göre hekimlik nedir? Neden hekim olmayı seçtiniz?

Hekimlik aslında bir tür sanat. Yani ben böyle görüyorum. Tabii ben bir cerrah olarak yaklaşmak durumundayım. Hasta bir organı ve o hastalığın kişide oluşturduğu olumsuzluğu görmek ve sonrasında sizin yaptığınız cerrahi müdahale ile iyileşen hastanızın mutluluğunu paylaşmak; aynı bir konser sonrası müzisyenin, bir sergi sonrası bir ressamın yada harika bir gösteri sonundaki oyuncunun coşkusu hazzı gibi. Üstelik birde bunun sağlık gibi gerçekten telafisi olmayan hayati bir konu olduğunu düşünürsek daha da önemli olduğunu düşünüyorum.

“Bizim jenerasyonumuzda zaten çocuklar ya doktor ya mühendis yada pilot olacağım derlerdi. Ailem bir öğretmen ailesi olduğu içi zaten eğitimin önemini küçük yaşta içimize yerleştirmişlerdi. Ben kendimi bildim bileli doktor olacağım derdim ve bu amacıma ulaştım. Bu mesleği yaptığım ve hastalarıma şifa verebildiğim için mutluyum…”

Hem yoğunsunuz hem de işinizden memnunsunuz. Daha ne olsun?
Peki bu uzmanlık alanına yönlenme sebebiniz nedir?

Aslında tesadüfler. Ben beyin cerrahı olacağım diye özellikle bir çabada bulunmadım. Bir hocamın önerisi oldu. Ancak ihtisası kazandıktan sonra gerçekten en gizemli, en önemli organımız olan beyin ve omuriliğin hastalıklarının ve cerrahisinin hem çok zor hem çok teknik hassas ancak bir o kadarda bana uygun ve keyif alarak isteyerek yaptığımı fark ettim. Zaten sonrasında da mesleğimde ilerleyerek 3000-3500 civarında bir ameliyat sayısına ulaştım. Bu sayısal önemin yanında hemen hemen hiç komplikasyonsuz çalışmaktayız.

Sizce hekim olmak için insanın hangi vasıflara sahip olması gerekir?
Mutlaka zor bir meslektir, o yüzden şöyle soralım: Mesleğinizin kendine özgü zorlukları nelerdir?
Gerçekten hekimlik zor bir meslektir. Neden?

Bir kere eğitim ağır ve uzundur. Genelde acılı sıkıntılı insanla karşılaşıldığı için onları moralman da motive etmek, fiziki yorgunluk yani ameliyat sürelerinin uzunluğu yanında zihnende o insanın hayatının yada sağlığının sizin sorumluluğunuzda olmasının verdiği manevi ağırlık, nöbetler ve daha bir çok faktör. Ama ne olursa olsun bu meslek tüm zorluğa değer. Bir cerrah olarak iyileştirdiğim hastalarımdan aldığım yorumlar, minnettar sözcükler ve bunun bana verdiği manevi mutluluğu hiçbirşeye değişmem. Bir hocamızın seneler önce anlattığı gibi cerrahlar kuş gibidir. Kanatları elleridir. Ama iyi uçabilmeleri için mutlaka bir ruhu olmalıdır derdi. Herkes cerrah olabilir ama ruhu olmayan iyi cerrah olamaz yani düzgün uçamaz. Sanırım bu mesleği yapacak tabiî ki başarılı bir şekilde yapacak olan hekimin vasfını anlatan daha etkileyici bir örnek olamaz.

Görev yaptığınız süre içerisinde sizi keyiflendiren veya aklınızda kalan bir vaka veya olayı bizimle paylaşmak ister misiniz?

Her hekim gibi hele 21 yılı cerrahiyle geçmiş biri olarak birçok anım var. Avcılardan bir hastam gelmişti kızı hamileydi. Kendisinin maalesef patlamış dediğimiz acil cerrahi gerektiren bir bel fıtığı vardı. Anne endişeli, kızı doğurdu doğuracak. Neyse anne ameliyat masasına kızı da doğuma gitti. Yaptığımız endomikrocerrahi yöntemi ile aynı gün hastamızı ayağa kaldırdık ve evine yolladık. Çok mutlu oldular. Kızı da sağlıklı doğumunu yapmış. 7 gün sonra bana hastam yanında kızı ve yeni doğmuş torunuyla kontrole geldi. Bütün şikayetleri geçmiş ve tamamen sağlığına kavuşmuştu. Minicik bebeği yani torununu neden buraya kadar yordunuz onu dediğimde; Hocam Allah sizden razı olsun ama Çağatay’ı size göstermek istedik sizin sayenizde sağlığımıza kavuştuk kızımda stressiz doğum yaptı dediler. Yani aile ilk torunlarına benim adımı koymuştu. Kadın doğum uzmanlarında bu olur ama bizim branşda çok nadirdir. Çok duygulandım. Doğrusu bu bile bir ömür boyu bu mesleğin zorluklarına değerdi.

Ufak bir araştırma yaptığımızda narkozsuz bir operasyon düzenleyebildiğinizi gördük.
Bu operasyondan ve varsa diğer operasyonlarınızdan bahsedebilir misiniz?

Genel anestezi riskinden, siroz, ankilozan spondilit hastalığı olup fakülte hastaneleri dahil birçok hastanede ameliyat edilemeyen hastayı biz spinal anestezi ve mikrodiskektomi tekniğiyle sağlığına kavuşturduk.

Gördüğümüz kadarıyla yoğun bir doktorsunuz, özellikle sizin için veya bir tedavi yönteminiz için başka şehirlerden ya da ülkelerden gelenler oluyor mu?
Eğer oluyorsa, bu hastaların tedavilerini ve sonrasındaki takiplerini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Türkiyenin heryerinden; ayrıca yurt dışından Azerbeycan Almanya Hollanda İsviçre Kıbrıs Arnavutluk Bulgaristan dan gelen hastalarım var. Biz onları 1 günü hastanede olmak üzere 3 gün ağırladıktan sonra sağlıklarına kavuşmuş olarak geri gönderiyoruz. İnsanlar artık günümüzde sağlıklarına daha özen gösteriyorlar ve araştırıyorlar. Ezbere bir hastaneye gitmektense iyi, işinin ehli doktoru bulmaya çalışıyorlar. Ve bana bir şekilde ulaşıyorlar.

Peki hocam, verdiğiniz değerli bilgiler için, sohbetiniz için ve bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Başarılı kariyerinizin devamını dileriz, iyi çalışmalar.

Teşekkür ederim. Saygılar,

Projemed Ekibi