Her bel fıtığı, ameliyat gerektirmez. Muayenesinde ilerleyici nörolojik araz tespit edilen hastalar, patlamış fıtık dediğimiz MR incelemesinde ekstrüde olarak tanımlanan fıtıklar medikal(ilaç ve fizik) tedaviye rağmen hayat kalitesinin bozuk olduğu, günlük yaşantısını ağrısız geçiremeyen hastalar, mikrocerrahi tedavisi gerektirirler. Biz bir ameliyat kararı alırken hastalarımızın muayene, radyolojik ve klinik bulgularını beraber değerlendiriyoruz. En önemli kriter ağrısız hayattır. Kaliteli hayat, ağrısız yaşamdır teması ana prensibimizdir.
Bel fıtığının yaptığı şikâyetler, herkeste aynı değildir. Bazen sadece belde, bazen sadece bacakta; bazen ise hem bel hem de bacakta ağrı olabilir. Yine bazen sadece ağrı, bazen sadece uyuşukluk, bazen de ikisi birden bulunur. Ağrının şekli ve şiddeti de hastadan hastaya değişebilir. Fıtığın yerine (seviyesine) göre de şikâyetler değişiklik gösterir. Ağrılar bazı hastalarda ciddi hareket kısıtlılığına sebep olurken, şiddetli durumlarda hasta uzanacak doğru bir pozisyon bile bulamaz. Böyle hastaların muayenesi bile çok güç olabilir. Daha ileri durumlarda, idrar ve gaita tutamama veya yapamama hali ortaya çıkabilir ve acil ameliyat gerektirir.
Bel ağrısı ile birlikte bacakta ağrı, uyuşma, güçsüzlük gibi yakınmalar bel fıtığı belirtisi olabilir. Ayrıca daha az sıklıkta idrar tutamama şikâyetine neden olabilir ki bu durumda acil olarak hasta ameliyata alınmalıdır. Öksürme, hapşırma gibi durumlarda o bölgedeki basınç artışına bağlı olarak, ağrıda bel fıtığından şüphelenmemizi sağlayabilir.
Bel kaslarını güçlendirmek için düzenli olarak yürüyüş, bel egzersizleri yapmak gerekir. Ayrıca yüzme gibi sporlar da faydalı olacaktır. Hareketsiz yaşantıdan kaçınmalı ve ağır cisimleri kaldırırken dikkatli olunmalıdır. Sigara kullanan kişilerde bel fıtığının 3 kat daha fazla görüldüğünü de unutmamanız gerekir. Aşırı kilonuz varsa ideal kilonuza gelmek için çaba göstermelisiniz. Yüzükoyun yatmayınız. Çok sert yüzeylerde uzanmayınız.
Mikrodiskektomi yöntemi, en başarılı ve kesin sonuç alıcı yöntemdir. Bu yöntemde mikroskop altında sinirler 40 kat büyük görünerek son derece güvenli bir operasyon yapmamızı sağlar. Dikişsiz bir ameliyat olması, kas ve kemik hasarları minimum düzeye indirgemesi nedeniyle hastanın erkenden normal kaliteli hayatına dönmesini sağlar. Dokuya saygılı bir yöntemdir. Biz mikrocerrahi uyguladığımız hastalarımızın hem fıtıklaşan kıkırdak kısmını hem de mesafede kalan kıkırdağı temizlediğimiz için nüks (yeniden fıtık oluşumu) görünmez. Mikrocerrahi uyguladığımız hastalar 4 saat sonra oturur, 6 saat sonra yürürler. Diğer cerrahi yöntemler Laser Diskektomi: Lokal anestezi altında fıtığa ısı uygulanarak küçültülmesi yöntemidir. Uygun hastalarda tercih edilebilir. Başarı oranı %40-50’dir. Endoskopik Diskektomi: Endoskopik olarak (ciltten mesafeye gönderilen aparat ile) fıtığın temizlenmesidir. Her bel fıtığına uygun bir yöntem değildir. Uygun hastalar seçildiği takdirde yapılabilir. Avantajları cilt kesisi gerektirmemesi, ameliyat esnasında doku zedelenmesi daha az olması nedeniyle hasta daha erken mobilize edilebilir. Nükleoplasti: Skopi eşliğinde fıtığa girilerek radyofrekans ile çok az miktarda küçültülmesidir. Basit bel ve boyun fıtıklarında tercih edilebilir. Ameliyat kararı verilmiş hastada; hastanın yaşı, genel durumu, fıtığın yeri ve tipi gibi faktörlere bağlı olarak en doğru yöntemi seçmek gerekir.
Baş ve boyun vücuttaki en hareketli bölgelerden biridir. Sağa, sola, öne, arkaya çok çeşitli hareketler yapabildiği için boyun travmalara açıktır. Bel ve boyun ağrıları bu nedenle ülkemizde üst solunum yolu enfeksiyonundan sonra doktora başvurulan en önemli ve sık şikâyetlerden biridir. Boyun fıtığının nedenlerini genetik faktörler, psikolojik, stres, trafik kazaları ve yüksekten düşme gibi travmalar boynun yanlış hareket ve yanlış pozisyonları, yaşlanmaya bağlı kemik yapısındaki dejeneratif değişiklikler, bazı romatizmal hastalıklar, aşırı soğuğa maruz kalmak, aşırı yorgunluk uzun süreli bilgisayar daktilo kullanıp sürekli tek noktaya ulaşmak gibi sayılabilir. Bazı meslekler bankacılık, şoförlük, uzun bilgisayar kullanımı gerektiren meslekler boyun fıtığına yakalanma açısından daha büyük risk taşırlar.
Boyun ağrıları oldukça sık görülür. Bu hastalığın önemli bir bölümü kas adele ağrısı şeklindedir. Ama özellikle kola vuran ağrı, kol ve ellerde uyuşma, güçsüzlük bu ağrıların boyun fıtığına bağlı olabileceğini düşündürür. O zaman mutlaka bir hekime girip hastalarımız muayene olmalıdır. İncelenen MR ve diğer radyolojik yöntemler ve muayene bulgularına göre hastanın tedavisi medikal tedavi (ilaç tedavisi), fizik tedavi veya mikrocerrahinin biri uygulanır. Özellikle nörolojik nefistik dediğimiz ellerde kollarda güçsüzlük, gece-gündüz ilaca yanıt vermeyen ağrı ve uzun yıllar ya da aylar boyunca hastamızın hayat kalitesini olumsuz etkileyen fıtıklar mikrocerrahi ile ameliyat edilir. Mikrocerrahi ile ameliyat ettiğimiz hastalarda dikiş olmaz. 4 saat sonra otururlar ve yemek yerler, 6 saat sonra yürürler, 12 saat sonra taburcu olurlar. 3 gün sonrada işlerine başlarlar.
Uyguladığımız mikrocerrahi ile 25 yıldır 4500 hastada risk dediğimiz herhangi bir ciddi komplikasyonla karşılaşmadık. Bunun nedeni mikrocerrahi yöntemin sinirleri dokuları mikroskop altında yapıldığı için koruması ve riski yaklaşık 0’a indirmesidir. Tabi burada en önemli şey cerrahın tecrübesidir. Uygulanan teknik aynı olsa bile günümüzde hekimler arasında tecrübe ve bilgi farkından dolayı farklı riskler oluşabilir. Mikrocerrahi gerektiren ancak ameliyat korkusu nedeniyle bu fıtıktan kurtulamayıp kaliteli hayatını yaşayamayan bütün hastalara operasyon gerekli ise korkmayınız diyorum. Çünkü günümüzde mikrocerrahi son derece güvenli uygulanmaktadır.
Hem boyun hem bel fıtığında uyguladığımız mikrocerrahi sonrası hastalarımız 4 saat sonra otururlar, yemeklerini yerler, 6 saat sonra yürürler ve 1 gün içinde hastaneden taburcu olurlar. İlk günden itibaren kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılarlar. Birkaç günlük ev istirahati sonrası işin ağırlığı ve temposuna göre 3 ile 7 gün arası işe başlarlar.
Vücut çok çeşitli, ayrı ayrı görevleri olan hücrelerden yapılmıştır. Bu hücrelerin çok büyük bir kısmı hayatımız boyunca büyür ve ölürler. Ölenlerin yerine diğer hücrelerin bölünmesi ile yenileri gelir. Bu şekilde vücudun sağlıklı kalması ve görevlerini doğru şekilde yapması sağlanır. Hücrelerin yenilenirken bölünmeleri milyonlarca yıllık evrim sonucunda çok sıkı kurallara bağlanmıştır ve çoğu zaman bir insanın hayatı boyunca sorunsuzca işlemektedir. Ancak hastalıklar, kalıtımsal etkenler ve vücudun çevreden maruz kaldığı etkenler sonucunda hücrelerin doğru fonksiyon görmesi bozulur ve hücreler büyüme kontrolünü kaybederek çok sık, hızlı ve olması gerekenden fazla sayıda bölünmeye başlarlar. Bu bozuk hücreler tümör denilen yanlış çalışan hücre topluluklarını oluştururlar. Aynı durum beyin ve sinir sisteminin diğer hücreleri içinde geçerlidir. Her yıl yaklaşık 16.000 insanda beyin tümörü saptanmaktadır. Genetik faktörler beyin tümörünün en önemli sebebidir. Çevresel faktörler, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklar ve stres başkaca risk faktörlerinden bazılarıdır.
Uyguladığımız tedaviler, anlaşmalı kurumlar, aklınıza takılanlar ve online randevu almak için bizimle iletişime geçin.
0212 543 72 76
0541 376 66 86
A+ Rezidans Haksever sok. No:12 Daire 4 İncirli Bakırköy/İSTANBUL
” Site içeriğinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Hekimin hastasını muayene etmesi ve tanı koyması yerine geçemez. ”